Türkiye’nin Birlik Mücadelesi
Türkiye, jeopolitik konumu gereği tarih boyunca birçok tehditle karşı karşıya kalmış bir ülkedir. Bu tehditlerden en ciddilerinden biri de terör örgütleri tarafından ülkenin bütünlüğüne ve halkın güvenliğine yönelik gerçekleştirilen saldırılardır. 1980’lerden bu yana PKK başta olmak üzere çeşitli terör örgütlerinin saldırıları sonucu yaklaşık 40.000 insan hayatını kaybetmiştir. Ancak bu süreçte, vatan uğruna can veren askerlerimizin ve güvenlik güçlerimizin fedakârlıkları sayesinde Türkiye’nin bölünmesinin önüne geçilmiştir.

Bazı kesimler, “boşu boşuna şehit oldular” gibi talihsiz ifadeler kullanarak şehitlerimizin mücadelesini küçümsemektedir. Oysa şehitler, ülkenin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve halkın güvenliğini koruma uğruna canlarını feda eden kahramanlardır. Onların mücadelesi sayesinde Türkiye bugün hâlâ güçlü bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir. Eğer teröre karşı direnilmeseydi, ülke parçalanabilir, kaosa sürüklenebilir ve milletin huzuru tamamen yok olabilirdi.
Terörle Mücadelenin Önemi
Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda yaşanan terör olayları, yalnızca bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda ülkenin geleceğini şekillendiren bir varoluş mücadelesiydi. 1990’lı yıllarda terör örgütü, belirli bölgelerde hâkimiyet kurmaya çalışarak bir devletleşme sürecine girmeyi hedeflemişti. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçleri bu tehdide karşı mücadele etmeseydi, Türkiye’nin doğusundaki bazı şehirler birer “özerk bölge” haline gelebilir, hatta ülkenin bir bölümü kopartılabilirdi.

Bu noktada şehitlerimizin fedakârlığı, yalnızca silahlı mücadelenin bir parçası değil, aynı zamanda Türkiye’nin birliğini ve bağımsızlığını koruyan en büyük unsurdur. Çünkü bir devletin topraklarını koruyamaması, onun çöküşü anlamına gelir. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı ve Sevr Antlaşması ile ülkenin parçalanma noktasına gelişi, vatan savunmasının ne kadar hayati olduğunu gösteren tarihî örneklerdir.
Şehitlerimizin Mücadelesi Boşa Gitmedi
Bugün Türkiye, terörle mücadelesinde büyük kazanımlar elde etmiştir. Özellikle 2015 sonrası süreçte gerçekleştirilen operasyonlarla terör örgütü büyük ölçüde etkisiz hale getirilmiş, sınır ötesi harekâtlarla terörün kaynağı kurutulmaya çalışılmıştır. Eğer bu mücadele verilmeseydi, Türkiye’nin bazı bölgeleri terör örgütlerinin kontrolüne geçebilir, Suriye ve Irak’ta yaşanan bölünmelerin bir benzeri burada da gerçekleşebilirdi.
Bütün bunlar gösteriyor ki, vatan savunması için şehit düşen kahramanlarımızın fedakârlıkları boşa gitmemiştir. Onlar sayesinde Türkiye’nin birliği korunmuş, milletimiz güven içinde yaşamaya devam etmiştir. Şehitlerimizin kanlarıyla savunduğu bu topraklarda, onların mirasına sahip çıkmak ve birlik içinde hareket etmek hepimizin görevidir.

Sonuç olarak, “şehitler boşuna öldü” demek, hem tarihî gerçekleri hem de bugün sahip olduğumuz güvenli yaşamın bedelini görmezden gelmek anlamına gelir. Türkiye bugün hâlâ tek bir bayrak altında dimdik ayakta duruyorsa, bu, şehitlerimizin fedakârlıkları sayesinde olmuştur. Onlara olan borcumuzu unutmamalı, vatanın bütünlüğünü korumak için birlikte mücadele etmeye devam etmeliyiz.

