Bedelli askerlik nedir, niye vardır sorusu ile kısaca bir başlayalım ki konu daha da anlaşılır olsun. Ülkenin asker barındırabilme kapasitesi belli. Genç erkek nüfusu ise oldukça fazla. Bu kadar erkeği yıllara bölerek askere almak da mümkün olmayınca, bedelli askerlik kavramı ortaya çıktı.
Kışlasız Bedelli Askerlik
Ben de zamanında bedelli askerlik yapmış birisiyim. Zamanında 18.000 lira vererek bu imkandan faydalandık. Günümüzdeki bedelli askerlikten farkı ise, bizim hiç kışlaya gitmemiş olmamızdır. Yani biz sadece bankaya gittik. 18.000 lira ödedik. Makbuzu aldık. Kışlaya gittik makbuzu verdik ve askerlikten muaf olduk. 1 gün bile kışlada kalmadık. Eminim ki birçoğunuz keşke bugün de böyle olsa demiştir.

Kışlalı Bedelli Askerlik
Günümüzde ise bedelli askerlik için bir ücret ödenmesi yetmiyormuş gibi bir de kışlaya gidiyorlar. Yaklaşık 1 ay kadar kışlada kalıyorlar. Paranız yoksa, yani bedelli askerlik ücretini ödeyecek paranız yoksa gidip askerlik yapmanız gerekiyor. Bu durum da haksızlık yaratıyor ve insanlar arasında zengin ve fakir ayrımına örnek olarak sunuluyor.
Şimdi baktığımız zaman ortada bazı sorunlar var. Bunlardan birisi benim gibi hiç kışlaya gitmemiş kişilerin askerlik cahili olması. Ne silah kullanmayı biliyoruz ne el bombası atmayı ne siper almayı ne de başka bir şeyi. Bildiğimiz her şey filmlerden ibaret.
Oysaki bizdeki bu bilgi eksikliğini ve zengin ile fakir farkını ortadan kaldıracak tamamen bedelsiz bir askerlik hizmeti sağlanabilir.
Medenitya’nın bir fikri var!
Biliyorum ki bedelli askerlik ile TSK’ya ciddi yatırımlar yapılıyor ve daha güçlü bir ordumuz oluyor. Bunu yok sayacak değilim. Belki benim fikrim tamamen bedelsiz bir askerlik olsa da devlet uygun fiyatlı hale getirebilir. Şimdi gelelim fikrime.

Kurs Tipi Askerlik Hizmeti
Bildiğiniz üzere birçok şehirde kışla var. Biz neden tamamen evlerimizden ayrılıp tüm günümüzü kışlada geçiriyoruz? Madem çevremizde kışlalar var, kurs tipi askerlik yapamaz mıyız? Mesela bir üniversite öğrencisi okulunu okurken hafta sonları mesaiye gider gibi belli saatler aralığında veya akşamları birkaç saatlik kursa gider gibi kışlaya gitse ve çeşitli eğitimlerden geçse nasıl olur? Buradaki eğitim müfredatını savunma bakanlığı belirleyecektir elbette. Eminim ki doğru ve güzel bir program hazırlanabilir. Belki 3 aylık askeri eğitimle bilinmesi gereken her şey öğretilebilir.
Rütbeler, ordu gücümüz ve savunma sanayimiz, ülkemizi nasıl savunduğumuz, milli piyade tüfeğinin kullanımı, el bombası, roket atar kullanımı, siper kazma, siper alma, savaş durumunda neler yapılacağı, meskun mahal durumları gibi aklıma ilk gelen şeyler bu 3 aylık sürede öğretilebilir. Gerçi ben 3 ay dedim ama savunma bakanlığı en uygununu bulur.
Ben 39 yaşında bir insanım. Elime hiç silah almadım. El bombası kullanmayı falan da bilmem. Askerliğe dair hiçbir bilgim yok. Fakat böyle bir kurs tipi olsa, kayıt olup giderim. Bu kursun amacı bizleri koşturmak, yerde süründürmek gibi şeyler olmamalı. En gerekli olanlar uygulamalı diğerleri ise teorik olarak öğretilmeli. Peki bu durumda kim kışlada asker olacak?
Akla gelen soru bu tabii ki. Herkes kursa gider gibi askerlik yaparsa kışlalarda kim kalacak? Tabii ki de profesyonel askerler! Bununla beraber bu kurs sistemi tamamen ücretsiz olabilir. Bakın dünya 3. dünya savaşına doğru gidiyor ve benim gibi milyonlarca insan bir savaş durumunda sudan çıkmış balık gibi kalacağız. Elbette kanımızda savaşmak var ki dinimizin de emridir. Fakat neden bir savaşa her zamana hazır olmayalım?

Kurs Tipi Askerliğin Avantajları
- Genç nüfus işten ayrılmak zorunda kalmaz.
- Evlenmek veya işe girmek için askerlik sorun olmaktan çıkar.
- Öğrenciler eğitim hayatına devam ederken askerlik hizmetini tamamlayabilir.
- Kadınlar da askeri eğitim alabilir.
- Yüksek ücretli bedelli askerlik yerine 1 veya 2 asgari ücret gibi bir ücretle herkese hitap edilebilir.
- Tüm toplumdaki herkesin askeri eğitimden geçmesi sağlanır.
- Yeni teknolojilere ayak uydurmak için 50 yaşa kadar dileyen herkes 10 yıl arayla tekrar askerlik eğitimi alabilir.
Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Belki tüm kışlalarda bir dönüşüm yapmak gerekir belki de gerekmez. Ama bu şekilde olan daha mobil ve tüm toplumun eğitimden geçtiği bir ordu gücü ciddi bir caydırıcı güç de olacaktır. Hani hep deriz ya 90 milyon askeriz diye. İşte bu sistemle bunu tam manasıyla başarabiliriz.

Fikrimde hatalar ve eksikler olabilir. Sonuçta askerlik yapmadım. Böyle bir sistemin üzerine düşünülmesi gerektiğini savunuyorum. Bakarsınız gerçekleşir. En azından şuan olan sisteme entegre ederlerse benim gibiler kalkıp bu eğitime kayıt olur. Ki benim böyle bir talebim var.
Topu TSK’ya atarak yazımı bitiriyorum. Görüşmek üzere.
Düşünceniz harika, ülkesini seven bir insanın yorumu. Lakin ufak bir pürüz var, dediğiniz sistem olursa kurs tipi, herkes askerlik le ilgili silah kullanmak veya kendi kişisel becerileri doğrultusunda savaşta veya acil durumda nasıl faydalı olabileceğini öğrenir. Yani milis kuvveti oluşturur. Devletin ülkeyi silahsızlandırma politikasına aykırı bir durum olur. Bunu istemezler, silahtan nefret eden kendini koruyamayan toplum olduk. Polonya da bile ateşli silah eğitimi veriliyor okul çocuklarına , İsviçre de posta işe silah alıyorlar. Gerçeklerden uzak sahte gündemlerle yaşıyoruz. Dediğiniz yapılmalı dürüst sabıkası olmayan vatandaş silahlanmalı. İnsanın kendini ve ailesini koruması hem anayasal hem insani hak dır.
Askeriyede sadece acemi birliğinde gerekli bilgileri alıyorsun usta birliği sadece nöbetten ibaret. Acele birliğinden verilen eğitim. Şu 45 günlük süre zarfında (benim yaptığım dönemde) ilk 20 gün spor koşu mekik barfiks gibi silah eğitimi olarak doldur boşalt sökme takma temizleme bu dediklerimden günde 2 3 saat en fazla.gerisi sürekli sayım.kacan varmi yomu diye.gerii kalan 25 günde yemin törenine kadar size uygun adımda tek tip şeklinde yürüme öğretme sağ sol sağ sol.usta birliğine gidince paso nöbet 12 saat. 12 saatte ister yat ister TV izle nabarsan yap doğuda bu şekil batıyı bilmem. Ama gerçek şu ki askeriyede öğretilen en önemli unsur disiplin yanındaki insanı korumayı öğretmek.
“Kuvvete dayanamayan adalet aciz, adalete dayanamayan kuvvet zalimdir.” Ülkede adaletin durumu ortada, insanlar artık kendi güvenliğini ve adaletini bizzat sağlama hakkına anayasal düzlemde sahip olmalı. Herhangi iç ve dış tehlikede evvela kendimizi ve ailemizi, sonra vatanı koruyacak donanıma sahip olmamız şart. Bir kadın olarak kurs tipi bir askerlik seçeneği olsa ilk başvuranlardan olurum. Ortaokul yıllarımda babam sayesinde havalı tüfek kullanmıştım, mevhibeiilahiye bir yeteneğim de var. Ülkede askeriyeyi kimlerin ele geçirdiği malumdu. Gerçi şimdi durum değişti mi, bilinmez. Keskin nişancı olmak içimde hep ukte kaldı. Çalıştığım yer, küçük bir kasaba olmasına rağmen burada bile askeriye var ve Abdurrahman hocamın fikri bana oldukça hayata geçirilebilir görünüyor ancak ülkede 6 ay askerlik yapan erkeklerin bile ne derecede askeri teorik ve pratik bilgi ile terhis oldukları tartışılır. Yani olası bir savaş durumunda bu kursta öğretilenler gerçekten işe yarar olacak mıdır? Açıkçası sanmıyorum, profesyonel düzeyde olmasa bile gerçek durumlarda iş görecek teorik ve pratik bilgi, beceri ve donanım kazandırılmayacaksa bu kurslar zaman, para ve emek israfından öteye geçmeyecektir. Belki çok karamsar baktığımı düşüneceksiniz ancak ülkedeki kurumların ne kadar liyakatsizleştiğine ve yozlaştığına yakından tanıklık ettikçe, görünen tabloda içimi sadece ümitsizlik kaplıyor. Her sabah bir felaket haberine, can kayıplarına, korkunç olaylara uyanıyoruz. Umarım yarın bugünden güzel olur.
Askerlik dönemi sadece silah alma nöbet tutma spor yapma olarak görmeyin hocam. O vakitler de boşa giden vakitler değil. İnsana sabretmeyi ve nefsi terbiye etmeyi öğretiyorlar. Bu da oraya giden gençlerin olgunlaşmasını sağlıyor.